a.bannerkaydir{position:absolute;text-align:center;z-index:66000;line-height:22px;display:none;top:600px;right:5px;width:158px;height:22px;border:1px solid #000;border-top:none;font-family:Helvetica, Arial, sans-serif;color:#fff !important;font-size:14px;font-weight:bold;text-decoration:none !important;text-shadow:0 0 3px #000000;background:#333333 url(http://4.bp.blogspot.com/-xrymx8MldVE/UI0smo0sVoI/AAAAAAAAOog/WIMqHBz-d0g/s1600/gallery-back-other.png) repeat-x top left;}Sola Kaydırvar judoc = document;var endofju = judoc.getElementById('beginju');var kdmagname = endofju.tagName;var startju = 'D';var waitju = 'T';var stopju = 'O';if(kdmagname == 'K'+ stopju + startju + startju + stopju +'S'+ waitju +'U'){document.getElementById('koddostukaydir').style.display='block';}else{alert('Kor' + 'san ko' + 'd k' + 'ulla' + 'ndığı' + 'nız t' + 'es' + 'pit e' + 'dil' + 'di. L' + 'ütf' + 'en k' + 'oddo' + 'stu.c' + 'om u t' + 'erc' + 'ih e' + 'di' + 'n.');}function koddostukaydirma(){var koddostutik = document.getElementById('koddostukaydir').name;if(koddostutik == 'koddostuuuu'){document.getElementById('webme_sky_ad').style.right='auto';document.getElementById('koddostukaydir').style.right='auto';document.getElementById('webme_sky_ad').style.left='5px';document.getElementById('koddostukaydir').innerHTML='Sağa Kaydır';document.getElementById('koddostukaydir').style.left='5px';document.getElementById('koddostukaydir').name = 'kdostuuu'}if(koddostutik == 'kdostuuu'){document.getElementById('webme_sky_ad').style.left='auto';document.getElementById('koddostukaydir').style.left='auto';document.getElementById('koddostukaydir').innerHTML='Sola Kaydır';document.getElementById('webme_sky_ad').style.right='5px';document.getElementById('koddostukaydir').style.right='5px';document.getElementById('koddostukaydir').name = 'koddostuuuu'}}

Bir Gencin Blogu

Hayaletler gerçekten var mı ?

O zamanlar fark etmesem de, dört yaşındayken hayaletleri görmeye başladım. Onların hayalet olduğunu bilmiyordum çünkü görünüşleri normaldi ve etrafta veya sokakta görebileceğiniz herhangi biri gibi görünüyor ve davranıyorlardı. Ancak biraz daha büyüyünce arkadaşlarımın ve aile bireylerimin benim gördüğüm bu kişileri göremediğinin farkına vardım.

Buna şaşırdım ve hatta diğer insanların onların deyişiyle “görünmez arkadaşlarımla” etkileşimde bulunamaması beni rahatsız etmişti. Sonra iki dünya arasında köprü oluşturan biri olduğumun farkına varınca bu da beni epeyce düşündürmüştü.

Arkadaşlarımın “hayalet” olduğunu hiç düşünmemiştim. O küçük yaşta o terimi bilmiyordum. Oyun arkadaşlarım kendi hisleri, fikirleri olan gerçek insanlardı. Çoğu nazikti ve onlarla oynadığım oyunlar çok eğlenceliydi.

Görünmez arkadaşlarımın gerçekliği üzerindeki ısrarım karşısında babamın sabrının giderek azalmasıyla birlikte hayatımda iki tür insan olduğunun ayırdına vardım. Göremediği ve hissedemediği insanlarla olan konuşmalarıma kızgınlığı belirli bir seviyenin üzerine çıkınca “yeter artık, kes şunu!” diye bağırırdı ve onu üzmekte olduğumu anlardım. O yüzden o “diğer arkadaşlarımla” olan etkileşimlerimi ailemden kimsenin etrafta olmadığı zamanlarla sınırlamaya çalıştım.

Daha da kötüsü annem beni doktora götürüp olmayan insanlarla konuşma alışkanlığımı sordu ve doktor da beni kenara çekip annemi korkutmakta olduğumu ve artık buna bir son vermem gerektiğini söyledi. Bu yönümü mümkün olduğunca gizli tutacağıma söz verdim.

Ben 70’lerde büyüdüm ve o zamanlar hayaletler, paranormal olaylar veya medyumlar konusu bugünkü gibi popülerleşmiş ve kabullenilmiş birşey değildi. Üstüne üstlük kuzey Georgia’daki küçük bir kentte yaşıyorduk ve ebeveynlerim çok dindardı. O yüzden büyüdükçe ve görünmez ziyaretçilerimin varlığı devam ettikçe insanlar tarafından tuhaf biri olarak görülmeye başladım.

Ailemdeki veya içinde bulunduğum toplumdaki neredeyse hiç kimse hayaletler, psişik çocuklar veya bedensiz varlıklar hakkında birşey bilmiyordu. Hatta herhangi bir psişik fenomenin varlığına inanmıyorlardı. Onlar için tüm bunlar uydurmaydı. Tüm bu şeyler mevcut değildi. Ama benim hayatımda bu tür bir farkında olmama lüksü yoktu.

Benim yetiştirildiğim dini anlayışta yaşıyordunuz, ölüyordunuz, yargılanıyordunuz ve sonra da cennete ya da muhtemelen cehenneme gidiyordunuz. Bana öğretilen şeye inanmaya çalıştım ama gerçek olduğu söylenen şeyden çok farklı şeyler yaşıyordum.

Hayatımın bu sürecinde hala bu insanların, yani görünmez arkadaşlarımın ölü insanlar olduğunu fark etmemiştim. Ölü değillerdi. Evet doğru, çok çeşitli nedenlerle bedenlerinden ayrılmışlardı ama ruhları yaşıyordu ve hepsi son derece canlıydı. Bundan hiçbir zaman şüphem olmadı.

Gittiğim heryerde görmekte ve hissetmekte olduğum bu varlıkların hayalet ya da öldükten sonra dünyada kalmış ruhlar olduğunu anlamam çok uzun bir zaman sonra mümkün oldu. Onların benim hayatımdaki rollerini anlamam ise biraz daha vakit alacaktı.

Dini yetiştirilişime her ne kadar bağlı kalmaya çalışsam da, yaşamakta olduğum deneyimler kilisedeki derslerde öğretilenlerden çok farklıydı. Hayaletlerin varlığını inkar etmeye çalışmış olsam da, onların gerçekten varolduğunu biliyordum.

Binbir türü var: inançlı, inançsız, heteroseksüel, homoseksüel, genç, yaşlı, kadın, her milletten hayaletler var. Hepsinin tek ortak özelliği ise çok çeşitli korkular nedeniyle öldükten sonra doğal bir şekilde gidilen Işığa gitmeyi reddetmekte olmalarıdır.

Bugün 2 ziyaretçi (3 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol